-
Türk Edebiyatı’nda Akademik Masturbasyon: Tanpınar
Yazıyı okumak için aşağıdaki görsele tıklayın.
-
Ok ve Şarkı – Henry Wadsworth Longfellow [Tercüme]
Havaya bir ok attımYere düştü, bilmiyorum nereye!Çünkü öyle hızlı yükseldi kiTakip etmek o uçuşu, mümkün değildi Havaya bir şarkı üfledimYere düştü, bilmiyorum nereyeTakip edecek kimdir, şarkının yükselişini,Güçlü ve keskin o yetenek sahibi? Çok ama çok sonra, bir meşenin içindeO oku buldum, hem de kırılmamıştıBaşından sonuna kadar bütün şarkıyı iseDuydum, bir dostumun kalbinde Tercüme: Tugay Kaban
-
Carole Maso ile Söyleşi
Söyleşiyi gerçekleştiren: Brian Evenson Carole Maso dört romanın yazarıdır: Ghost Dance, The Art Lover, AVA ve The American Woman in the Chinese Hat. [Henüz hiçbiri Türkçeye tercüme edilmedi] Yeni romanı Defiance, gelecek yılın başlarında Dutton tarafından yayınlanacak. Lannan Edebiyat, NEA ve başka birçok ödülün sahibidir. Maso, gazete makalelerinden sanat eserlerine kadar farklı türden metinleri romanlarına […]
-
Olga Tokarczuk: Yakup’un Kitapları’nı Nasıl Yazdım?
Olga Tokarczuk’un başyapıtı Yakup’un Kitapları, yakın zamanda İngilizce olarak Fitzcarraldo Editions tarafından yayınlandı ve büyük beğeni topladı. 2014’te Lehçe olarak çıkan, 900 sayfalık hacimli kitap, Mesih olduğunu iddia eden 18. yüzyıl Polonyalı bir Yahudi’nin hikâyesini birden fazla perspektif içerisinde işliyor. Eser, Nobel Ödüllü yazarın en iddialı çalışması olarak kabul ediliyor. Aşağıda, romanının tasarlanışını ve altı […]
-
Michel Butor’un Dereceler Romanı Üzerine Notlar
Dereceler, Butor’un ‘yeni roman’ akımı adına ortaya koyduğu büyük bir manifesto niteliği taşır. Her ne kadar ülkemizde ‘Değişme’ eseri, Butor’un en önemli eseri yahut magnum opus’u olarak görünse de ‘Dereceler’, roman sanatının ‘ayrıntılara’ odaklanan yüzünün en belirgin örneğidir. Kaydedilebilecek ve böylece aktarılabilecek nasıl bir gerçeklik vardı elde? Nasıl ve elbette bir diğer sual de ne […]
-
TÜRKİYE’DE EDEBİYAT ELEŞTİRİSİ İÇİN küçük ÖNERİLER
Ülkemizde birçok açından eleştiri yöntemleri ortaya konulmuştur. Bu yöntemlerin doğruluğu ve yanlışlığı çoğu zaman açık bir şekilde olmasa da tartışılabilir. Bu yazı çerçevesinde, edebiyat metni eleştirileri açısından ortaya konan yöntemlerin –genel yöntemlerin- akislerini örneklendirmeye çalışacağım. Örneklerimin birer öneri olmadığını özellikle vurgulamak isterim. Bir edebiyat metnini eleştirmek mi istiyorsunuz? Şu gibi cümleler sizler için sunulabilir. Nefes […]
-
Waste Land Tercümem ve Bu Çerçevede Bazı Yaşananlar
2015 senesinde, yani şiir ile yoğun bir şekilde alâkadar olduğum zamanlarda, T. S. Eliot’ın Waste Land (Çorak Ülke) şiiri ile karşılaştım. Yavaş yavaş ve kendi kendime öğrenmeye başladığım İngilizceyi ilerletmek için belli tercüme çalışmalarına kalkışıyor ve zamanımın çoğunu bu işe veriyordum. Üniversitenin ikinci senesindeydim ve Karabük şehrine yeni yeni alışıyordum. (Elbette o zamanlar, bu şehrin […]
-
Venüs Geçişleri – Amy Lowell [Çeviri: Tugay Kaban]
Bana söyleDaha mı güzeldi Venüs sendenVardığında o zirveye?Kıyıya doğru sürüklenenKırışık dalgalarKıvrımlı bedeninden yansıyor değil miydi?Boticelli’nin tahayyülüBenimkinden daha mâkuldü belkiRengarenk goncalarıEn çok ona lâyık diyeSevdiğine fırtlatmıştıBense senin o mükemmel sevimliliğiniÖrtmek için üfledimSeni anlatan kelimeleriPeki, o kelimelerGümüş bir sis gibi kaplar mı seni? Benim içinYüzen mavi bir göğün içindeYerçekimine direniyorsunParlak rüzgârlarla sarmalanmışsınGüneş ışıkları merdivenlerinVe senden önce davranan […]
-
Gömleğin Şarkısı – Thomas Hood [Çeviri: Tugay Kaban]
Bir kadın oturuyor bir kadına yakışmayanPaçavralar içindeParmakları yorgun, yıpranmışGöz kapakları ağır ve kızarmışİp ve ilmik! İp ve ilmik! İp ve ilmik.Yoksulluk, açlık ve pislik içindeVe elbette kederli bir sesleSöylüyor gömleğin şarkısını İğneyi geçir! Geçir iğneyi! Geçir iğneyi!Duyana kadar bir horozun sesiniVe dik gömleği! Gömleği dik! Gömleği dik!Çatılarda yıldızlar ışıldayana dekHıristiyan gibi çalışmak buysa eğerYani bir […]
-
Şimdi Edebiyatı Ne Yapacağız?
Aslında bu yazıdan evvel, kardeşim Salih Tokgözoğlu’na yarım yamalak bir şekilde verdiğim söz üzerine, değerli dostlarımdan Ahmet Melih Karauğuz’un Olağan Hikâye isimli dergideki ‘Hikâyesini Yitiren Hikâye’ isimli makalesi üzerine bir şeyler söylemem -üstelik bunları da tivit atarak yapmam- gerekiyordu. Fakat genel olarak ‘hikâye’ üzerine düşünürken ve düşüncelerimi olabildiğince keskin olmamaları için yontup, eritirken, bir şeyler […]
-
Türk Doları
Sana good morning. Sana Mc Donalds. Sana Bill Gates. İyi dinle, sana ne yaptılar ve neler neler. Anlatacağım şöyle bir. İster inanma ister inan. Mesela. Seni insanlar içerisine çıkarmak için Sirkeci’deki Mimar Kemalettin’in meşhur yapısının bir bölümünü özel izinlerle zapt edip boşalttılar. Önemliydin zira ve ilktin çünkü sen. Ellerinden geleni ardlarına koymayacaklardı. Sen ise sakin, […]
-
Cinayet Mahallindeki Anlamsızlık Üzerine
Kimse, gelip bana: “senin hayatını ben yazıyorum” diyemeyecek. Zira, o henüz gelmemiş olana, gelse bile beni büyük ihtimal bulamayacak olana hiçbir ayrıntı bile bırakmadan, hayatıma dair şeyleri kendi ellerimle yazıyor bulunuyorum. Yanlış yahut doğru. Düzgün veya eğri. Eksik olsa bile kendi sesimle kendime yalanlar söyleyerek belki. Buna üzülmek ve darılmak olmaz. Fakat yine de bir […]
-
Orhan Pamuk’un Son Romanı Veba Geceleri Üzerine Kısa Bir İnceleme
Orhan Pamuk’un Veba Geceleri isimli kitabı nihayet çıktı. Kitabı çok uzun zamandır bekleyen okurlar oldukça mutlu. Bu okurların çoğu (ben de dâhil) olabildiğince hızlı bir şekilde kitabı edindiler ve hemen okumaya başladılar. Bu okumalar neticesinde de bazı şeyler (çoğu eski meseleler), özellikle sosyal medyada ortaya çıkmaya başladı. Ben de şahsî olarak, Orhan Pamuk artık bitirse […]
-
T.S. Eliot’ın George Orwell’a Hayvan Çiftliği Hakkında Yazdığı Mektup
Bu metin Epona Yayınları’ndan Sedat Demir tercümesiyle yayınlanmış Hayvan Çiftliği kitabında yer almaktadır. George Orwell, Hayvan Çiftliği isimli eserini yayımlatmak için Faber & Faber yayınlarına dosyasını gönderir. Faber & Faber’ın Yayın Editörü T.S. Eliot’ın bu dosya üzerine Orwell’a gönderdiği mektup şu şekildedir. Sevgili Orwell; Hayvan Çiftliği hakkındaki kararın hızlıca verilmesini istediğinizi biliyorum fakat en az […]
-
Virginia Woolf – Londra Manzaraları ve Başka Yazılar
Aşağıdaki metin 2015 senesinin Kasım ayında Hece Yayınları’ndan yayımlanan Virginia Woolf’e ait Londra Manzaraları ve Başka Yazılar isimli eser için yazdığım yazıdır. Önsöz Yerine – Tugay Kaban Bölüm I Mevsimlerden kış… Londra… Kensington Parkı’na yakın, 22 numaralı büyük bir evin bulunduğu sokakta, sabahın erken vakitlerinden beri deliler gibi bir yukarı bir aşağı dolaşıp duran rüzgâr; […]
-
#Foodporn
ANNEM ÇOK GÜZEL YEMEK YAPMIŞ BENDE ÇOK GÜZEL YERİM: #FOODPORN Bir dilde ortaya çıkmış olan kelimenin, başka bir dilde karşılığını bulmanın güçlüğü hep vardır. Bu buluşu kimin yapacağı bahsi hep kafamı kurcalar. Böyle bir durumla şahsî olarak karşı karşıya kaldığımda, aklımda yankılanan sesin Macbeth’e ait oluşu ise; beynimin bana oynadığı oyunlardan biri mi, sormadan edemem… […]
-
DÜŞÜNCEYİ LATİNİZE ETMEK
Rembo: “Modern olmak gerek, bu gerekli” demiştir. Yunus: “Yitirdim Yusuf’um Kenan ilinde / Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz” demiştir. Birçok Batılının ki bu noktada ‘Batılı’ dediklerimiz elbette ‘entelicansiya’ değildir; kabul gördüğü ve reddetmekten yana olmadığı bir şey vardır; Doğu Doğu’dur, Batı da Batı. Bu kabulün hissî yahut fikrî tarafları üzerinde zikredilecek her söz, o sözün söylendiği […]
-
DEMOKRATLAR VE KATOTLAR VE BENCAĞIZINIZ TUGAY KABAN
Pek bir lâtif tavırlar ve kıymetli üslûplar. Bir ülkenin gündüzleri ve geceleri… Velhâsıl şapkalar boyunlara takılıyormuş. Köşe başında bir kedinin boyu boylanamadığı içindir ki soyu da soylanamıyormuş. Kadıncağızın biri uzak diyarları özlüyor olsun. Burada bir şey söylemek zor oluyor amma ne yapacaksın oralarda da var mezarlar, mezar taşları… Dilucuyla, gözucuyla, parmakucuyla öğrenecek değil herkes, elbet […]
-
DAHA İYİ BİR DEMOKRASİYE LÂYIKSIN
Reklam sektörünün aşılamayı en sevdiği şey; insanların hep daha iyi şeylere lâyık olduklarıdır. Evet, insanlar gerçekten hep daha iyisine lâyıktır; bu doğru. Bu söylemin yanlış yönü; reklam hangi ürüne dayalı ise, o ürünün insan için en iyi olduğudur. Sen hangisine lâyıksın? Altın yahut kaimesi üzerinde virüsler barındırıyor, o zaman şahsî kartların senin için en iyi […]
-
NEDİR BANA ONUN UYDURDUĞU?
Miladî 1453’te Konstantinapol’ün surları yıkıldığında bir çağ, yine miladî 1989’un Kasım ayında Berlin Duvarı yıkıldığında başka bir çağ kapandı. Bize, kapanan her çağ ile başka bir çağın; yeni, daha sahih ve daha ileri bir çağın başladığı öğretildi. Bu çağlar kendilerini doğururcasına ve kendilerini doğurdukça çoluklarını öldürürcesine zâlim çağlardı. Miladî asırlar… Nihayetinde her kapanış ve açılış […]
-
FAKAT ÇOK YAKIN LÂKİN UZAĞIMDA DEĞİL
“Tabiat da onları” diye karşılık verdiğinde Sokrates, kendisi için neyin ne tarafta olduğunu,nerenin hangi yönünde bulunduğunu biliyordu. Bu bilgi ona dayanacağı bir duvar, yıkılacak duvarlarına bir payanda, sözlerinin yazılacağı bir kâğıt, sözlerini yazacak kelimeler sunuyordu. Nereden biliyorum bunun böyle olduğunu?Kendimden. Geçiyorsa, bir insan geçecektir bu kalabalık dünyanın bana yakın yerlerinden. Bu dünyanınbana yakın yerleridir benim […]
-
VAKİT DARALDIĞINDA YÂHUT İMKÂN KALMADIĞINDA
Tabiat adına verilen kararların neler olduğunu tam olarak bilemeyiz. Keza tabiatın kendi adına verdiği kararların olup olmadığını da bilemiyoruz… Ve nasıl öğrenebileceğimize dâir pek bir mâlumat da yok elimizde. Tabiat bizim için nedir? İnsanın ‘kendisine verildiği müddet ve ölçü kadarı ile’ etrafına (çevresine? doğaya?) engel yahut dâhil olmasının belirlenmiş kararı ne derecededir? Denilebilir ki; yine (her şahsiyet […]
-
YARIMAY – BAŞKA NE İÇİN PEKİ?
Sene iki bin altı. Bahman Gobadi’nin yeni filmi Yarım Ay sinemalarda. Derler ki. Bir hikâye, ya birinin bir yere gelmesiyle yahut bir yerden gitmesiyle başlar. Gobadi’nin memleketimizde Yarım Ay olarak tanınan filmi de; birinin, ardından da birilerinin bir yere gitmek için çabalamasıyla başlıyor. Ve anlatı boyunca bu çabayı seyr eyliyoruz. Filmin bilinen ismini, yazımın başlığında […]
-
BAŞKA BİRİ OL(a)MA(ma)NIN ROMANI ÜZERİNE YORUM
Roger Caillais’in Romanın Kudretleri adlı eserinde yoğun olarak üzerinde durduğu bir mesele var: Cemiyetin duvarlarına karşı indirilen birer yumruktur romanlar. Mahmut Coşkun beyefendiden okuduğum bu ilk eserin Caillais’in ortaya attığı (kendisi bu konuyu ortaya atan bilindiği kadarıyla ilk kişidir) düşüncesiyle örtüşen birçok benzer noktası olduğuna kaniim. Kendimi inandırmış olabilir miyim? Belki. Fakat Âgâh’ın (eserde baş karaktere aid […]
-
ÇİFTE AÇMAZ VESİLESİ İLE GÜNÜMÜZ ŞİİRİNİN KUSTURULMASI MEVZUU
[Bu yazı 2017 senesinde yayınlanmıştır. Yazının bazı noktaları kendi zamanına dair anektodlar içermektedir. Yazının yeniden yayınlanmasının saikleri, muhasebe ve muhakemeleri güçlü okurlar tarafından rahatlıkla anlaşılabilecektir.] • Dilek Kartal’a ait, İz Yayıncılık tarafından basımı yapılan Çifte Açmaz adlı eser, metin boyunca ‘ÇA’ biçiminde kısaltılarak yazılmıştır. Müellif, eser, matbû sorumluları için, bu eleştiri yazısı boyunca herhangi bir […]
-
İBRAHİM TENEKECİ ŞİİRİ VE ŞİİRLE TEMSİL ETTİKLERİNİN HÂLİ
· T.S. Eliot, Dante üzerine yazdığı metnin nihayetinde şöyle bir şey söyler: “Mevzuun alabildiğine genişliği, kişiye değerli bir şey söyleyebilme olanağı verir; daha çelimsiz adamlar üzerine bir şeyler yazmak ise ancak kılı kırk yaran, özel bir çalışmayla –haklı- olarak gösterilebilir.” · Bu yazıda kılı kırk yaramayacağımızı söyleyerek haklı bulunmama […]
-
DÜŞ KESİĞİ, ROMANA BİR KESİK
· Bu notları uzun bir vakit evvel tutmuştum. İpliğin sonu kapının arkasından şimdi ellerime ulaştı ve kayboluşu yakaladığım gibi, vadenin dolduğunu anladım. Artık birkaç şeyden bahsedebilmek için bazı zamanları beklemenin âlemi yok. · Başlayalım… · Düş Kesiği’ni okurken bir tek benim aklıma mı Lavrens’in (Lawrence) Âşık […]
-
TAŞYA BİTKİ ÖYTÜSÜ VE PAYSELLEY
· Murat Çelik’in Taşra Bitki Örtüsü ve Parseller eserinin(!) beni bu yazıyı yazmaya itmesinin tek sebebi var. Tek fakat mühim bir sebep! Açık açık şöyle mi söylemeli: “Efendi, yazdın böyle bir şey, bari ‘şiir’ deme! Diyeceksen öykü de, roman de, ne bileyim deneme de lâkin şiir deme!” · Beni […]
-
UFUKAKBALLARI ŞİİRLERDEN / ORMANLARI HAYVANLARDAN
Dünyayı tanımlama! Hem ne tanımlama! Onu benzetilmemiş bir şeye benzetme gayreti! Gayet aşikâr… Kendi sıkıntılarını yahut mutluluklarını veyahut saçmalıklarını kolaylıkla ortaya çıkarmak için bir izin mühleti verdi insanlara bu çağ. Bu mühleti değerlendirmek için kim geç kalabilirdi? Ormanları Hayvanlardan adlı kitabın (evet, kitabın) yazarı (evet, yazarı) yukarıda bahsettiğim tanımlama gayretini değerlendirmekte geç kalmamış. Ve ortaya […]
-
AZRA KOHEN VE EYÜP TOSUN’UN TÜRKİYE KURMACASINA YAPTIĞI KATKILAR
KAYNAKÇAAkyüz, Kenan, “Yeni Türk Edebiyatı”, Türk Ansiklopedisi, c. 22, Ankara: 1983, s. 135-201.Alangu,Tahir, Cumhuriyetten Sonra Hikâye ve Roman, 3 c., İstanbul: 1968.Aktaş, Şerif. “Cumhuriyet Devri Türk Edebiyatı”, Türk Dünyası El Kitabı, Ankara: 1992, s. 503-547.Bezirci, Asım. İkinci Yeni Olayı, İstanbul: 1974.Doğan, Mehmet H., Yüzyılın Türk Şiiri (1900-2000), İstanbul: 2002.Ecevit, Yıldız, Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, İstanbul: […]
-
DİZEDEN TAKIMYILDIZINA – EUGEN GOMRINGER
Yazıyı okumak için aşağıdaki görsele tıklayınız!
-
ELİF NURAY YAHUT ŞİİR
Bir çocuğu bir kez daha doğuramazsın. Her mısra küçük bir kan damlasıdır. Her kadın tercüme edilemez bir mısradır. Elif Nuray şiiri mi öldürdü? Nasıl bir sual bu? Elif Nuray şiiri öldürüp, kendisini şiirin yerine mi koydu? Şiir, Elif Nuray’ın elleriyle ölecek kadar nârin bir şey miydi? Şiir bir ‘şey’ miydi? Şiirin, ölümü tadışını mı izliyoruz? […]
-
KÜÇÜK PARİS FENA ÖKSÜRÜYOR ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ
Tugay KABAN – Kış yaklaştı…Enes Mâlik BAYRAKTAR – Öyle görünüyor… T – Küçük Paris bahsini açmanın vakti geldi sanırım. Ne dersin?E – İyi olur… Fakat evvelden konuştuğumuz noktayı yeniden hatırlatmak isterim. Bir öykü kitabı hakkında konuşabilmek için nasıl bir sermaye gerek bize? T – Bunu ciddi ciddi düşündüm. Ve neticesinde öykü mevzuunda bazı fikirler şekillendirebildim. […]
-
BİR TERCÜME BAHSİNİN BAZI NOKTALARI: MELANKOLİNİN ANATOMİSİ
Bazan, unuttuğunu sandığın şeyleri, birden bütün düşüncelerinin üzerinde bulursun. O unuttuğunu sandığın şey, hatta öyle ki o şeyi unuttuğunu bile unutmuşsundur, birden bütün haşmetiyle karşına dikilir ve ‘Hey! Buradayım! Bana bak!’ diye çırpınarak kendini göstermek için bağırıp durur. O şey, her ne ise; bazan da unutulan değil silinen bir şeydir. Bir defterden silgi ile bir […]
-
SEMA KAYGUSUZ’UN SULTAN VE ŞAİR ADLI PİYESİ ÜZERİNE
Yazıyı okumak için aşağıdaki görsele tıklayınız!
-
1959 SENESİNDE LOUIS-FERDINAND CELINE İLE BİR SÖYLEŞİ
Yazıyı okumak için aşağıdaki görsele tıklayınız!